KAYBOLAN- Tarık Tufan
- Sümeyye Akarsu
- 27 Haz
- 3 dakikada okunur

İlk olarak şunu belirtmeliyim, kitap ismine laik bir kitap. İçinde sadece bir insan kaybı yok, aidiyet, vicdan, anlam, duygu, aile bağı, kimlik gibi bir çok kayıp söz konusu. Tarık Tufan ilk defa okuyorum, kitapla ilgili şahsi yorumumu yapmadan önce içerik hakkında genel bilgi vermek istiyorum. Kitap Hakan ve Yıldız adında iki baş karakterin kendi ilişkilerine ve aile bağlarına odaklanıyor. Hakan'ın hikayesi doğduğu andan başlıyor ve tüm hayatını analiz edebilmemizi sağlayan kesitlerle devam ediyor. Yıldız'ın hikayesi ise babasının çocukluk yıllarında yaşadığı bazı travmalara kadar gidiyor. Yıldız, kalıtsal aile travmalarının nasıl nesiller boyu aktarıldığını bizlere çok açık gösteriyor. Bu konu hakkında "Seninle Başlamadı-Mark Wolynn" kitabını daha önce okuduğum için Yıldız'ı daha iyi analiz ettim.
Yazar kitaba, Hakan'ın 40 yaş doğum günüyle başlıyor. Birçoğumuz biliyoruz ki 40.yaş genellikle insanın dönüm noktası olarak adlandırılıyor. İnsan bu yaşta tam bir kişilik ve karakter kazanır, kemalat yaşı olarak değerlendirilen bir yaştır kırk. Fakat yazar burada Hakan'ın kendini bulmasını değil de daha çok kendini kaybetmesini konu ediniyor. Hikayeyi okuduğumuzda Hakan'ın kendini neden kaybettiğini, neden kimlik sorunu yaşadığını anlayabiliyoruz. Temelde onu sarsacak bir hayat yaşadı Hakan, hayatın temel noktası ailelerimizdir. Ailemizde yaşadığımız her türlü problem hayatımız boyunca peşimizi bırakmaz. Düzeltilmesi zor bir psikolojidir, Hakan da hikaye boyunca verdiği kararlarla bunu oldukça iyi yansıtıyor. Ailesinde yaşadığı vazgeçiş, hayal kırıklığı, vefasızlık sonraki döneminde vereceği kritik bir kararı da etkiliyor. O kararın onda açmış olduğu yara tüm hayatını sorgulamasına yol açıyor. Bu yüzden psikolojisi çok iyi olmayan ve sürekli mutsuz, vicdan azabı çeken, kim olduğunu sorgulayan bir insana dönüşüyor. Hakan'ın deyimiyle, bana bir kimlik çıkarmadılar, var olan bir kimliğe beni kesip kırpıp yerleştirdiler. Yıldız ile olan evliliği ise çocuklarının olmamasıyla beraber giderek mutsuz bir hale dönüşüyor. Genellikle evliliklerde partnerlerden biri evliliğin daha çok sorumluluğunu alıp ilişkinin ayakta kalabilmesini sağlıyor. Bu evlilikte Yıldız, Hakan'a sıkı tutunan, onu anlamaya çalışan, emek veren tarafta yer alıyor.
Babalarının yaraladığı kadınlardan biriydi Yıldız. Acısına çareler arasa da maalesef geçmişiyle çözemediği sorunları sürekli geleceğe taşıyordu. Acı, Yıldız'ın yakasını babasıyla sorununu çözmeden bırakacak gibi değildi. Hakan, babasından uzaklaşmak umuduyla evlendiği biriydi, neyse ki Yıldız'ın evliliği çokça karşılaştığımız babadan uzaklaşmak için tercih edilen vasat evliliklere dönüşmedi. Hakan her ne kadar sorunları olan biri olsa da Yıldız ile dengeli bir ilişki yürütmeye çalıştı. Fakat Yıldız kadar ilgili olamadı, Yıldız Hakan'ın üzerine titreyen, babasından göremediği sevgiyi eşinden görmeye çalışan, Hakan'ı sürekli düşünen ve onu gerçekten hayatının merkezine tutan bir eş oldu. Çocuk sahibi olmayı çok istedi, tüm parasını bu uğurda harcadı ama hayat onu maalesef çocuksuzlukla sınadı. Çoğu kez Yıldız, her şeyi anlayan fakat sahte bir iyimserlik takınıp dışarıya hüznünü yansıtmayan bir yapıdaydı.
Yıldız'ın babası Reha İleri, hayatın kendisine haksızlık ettiğini düşünen ve bu yüzden sürekli öfkeli ve sevgisiz bakışlarıyla insanları aşağılayıp yerin dibine sokabilecek kabiliyette biriydi. Çocukluğunda yaşamış olduğu olumsuz bir olay yüzünden babasının onu sorumlu tuttuğunu ve babasının kardeşlerine sağladığı imkanları kendisine sağlanmadığını düşünüyordu. Sonuçta Reha İleri yurtiçinde sıradan bir eğitim alabilmişken kardeşleri yurtdışında iyi eğitimler alarak, yüksek mevkilere gelmişlerdi. Hikayenin içindeki olaylara çok değinmeden karakter analizi yapmaya çalışmak zorlayıcı, bu yüzden yazım ufak tefek ipuçları içeriyor. 24 Ocak 1959'da Küçükyalı'daki Neşe Sineması faciası Reha İleri için kırılma noktası aslında. Yazar, neredeyse her karakterin yaşamış olduğu kırılma noktalarıyla hayatlarının nasıl devam ettiği gösterir bize. Sizin hayattaki kırılma noktalarınız neler mesela, ne sizi çok etkiledi ve eski hayatınızdan farklı biri olarak yola devam etmek zorunda kaldınız?
Kırılma noktalarından sadece kendi hayatımız etkilenmez, çevremizi de etkileriz. Baba figürü Yıldız'ı ve Yıldız'ın kardeşi Murat'ı oldukça etkiledi. Hayatlarını çoğu zaman yanlış kararlar üzerine şekillendirdiler. Ve bu yanlış kararlar maalesef derin üzüntülere yol açtı. Hakan'ın hayatı da başkalarının kırılma noktalarıyla şekillendi, daha karar verebilecek yaşta değilken, doğar doğmaz onun için büyük kararlar verildi. Lisede tanıştığı Sonay'a duyduğu aşk, fedakarlık konusunda problem yaşadığı için büyük bir kaosa dönüştü.
Hikayede 1999 Gölcük Depreminin etkilediği hayatlara da yer veriliyor. Değişen hayatlar, ağır travmalar, küçük kasabalarda dedikoduların insanların hayatlarını nasıl etkilediği, babaların yara açtığı çocuklar, vicdan azabının çürüttüğü insanlar, geçmişe takılan ve şimdiyi tam anlamıyla yaşayamayan karakterler, kaybolanlar, düşenler, küçük yerlerde yaşayıp büyük hayaller kuranlar, hayata katlanabilmek için seçilen yalanlar, habis urlara benzeyen hatıralar, amacı değişse de ruhu değişmeyen mekanlar, işlenen cinayetler, daha doğmadan uğurlanan minik kalpler ve daha birçok konuya değiniyor kitap.
Kitap elbette ki bana bir şeyler kattı ancak çok zevk aldım ve beni çok şaşırttı diyemeyeceğim, çok sıradan bir kitaptı benim için. Tarık Tufan kitaplarını okumaya bu kitapla başlamak belki doğru bir tercih değildi, bir başka kitabını da okuyacağım. Çok fazla hikaye okuduğum için aradığım daha derin ve şaşırtıcı, beni günlerce düşündürmeye iten hikayeler. Bazı cümleler beni etkilemedi desem yalan olur, en etkilendiğim cümle ise "Bana bir kimlik çıkarmadılar, var olan bir kimliğe beni kesip kırpıp yerleştirdiler."
Bu cümleden etkilenmemin sebebi çok derin bir anlamı olması, hepimiz farklı ailelerde belirli kimliklere bürünerek doğuyoruz. Düşüncelerimiz orada yeşeriyor, biz oradan hayata belirli bir kimlik altında atılıyoruz. Doğduğumuz ev kaderimiz oluyor. Bunları düşününce insan kendi hayatını tekrar gözden geçirip daha farklı olamazdı diyebiliyor.
Keyifli Okumalar...
Sümeyye Akarsu
Comments